2022’DE ÖNE ÇIKACAK GLOBAL TÜKETİCİ TRENDLERİ 6 dakikada okunabilir

2022’DE ÖNE ÇIKACAK GLOBAL TÜKETİCİ TRENDLERİ 6 dakikada okunabilir

Pandemi süreci, tüm dünya için öngörülemez ve tahmin edilemez bir süreç olarak başladı ve etkilerini bireyler, toplumlar ve iş süreçleri üzerinde sürdürmeye devam ediyor. Bu dönemde, tüketici-marka denkleminde, global tüketici trendleri ile önemli değişimler hatta bir evrim meydana gelirken; tüketicilerin artık markalardan bir ürün ya da hizmetin çok daha ötesinde bir beklentisi var. Küresel tüketicilerin %50’si, pandemi ile birlikte yaşam amaçlarını ve hayatta neyin önemli olduğunu tekrar değerlendiklerini belirtiyor. Dolayısıyla; nasıl yaşadığımız, çalıştığımız ve alışveriş yaptığımızla ilgili neredeyse her şey iki yıl öncesine göre farklı. Bu noktada markalara düşen görev ise, özellikle pandemi sonrasında yoğun bir dönüşüm yaşayan tüketici taleplerini iyi takip ve analiz etmek, bu analizler sonucu aksiyon almak ve bu aksiyonları iş süreçlerini yansıtmak. Bu adımlar, 2021’de olduğu gibi gelecek yıllarda da markalara kritik avantaj katacak.

 

2021 yılının son günlerine yaklaşırken ise, 2022’de iş dünyasının farklı alanlarında ortaya çıkacak trend, talep ve beklentilere dair öngörüler de şekilleniyor. Buna göre, global tüketici trendleri konusunda 2022’de nelerin konuşulacağı ve hangi trendlerin bu alana hâkim olacağına dair önemli tahminler var. Yerel pazarlar özelinde; kültürden, toplumsal yaşamdan, ekonomik durumdan doğan farklı eğilimler ortaya çıksa da küresel anlamda müşterilerin 3 temel ortak tercihi bulunuyor.

Daha iyi bir deneyim, ürün ve hizmet

Tüketiciler, pandemi öncesinde daha kötü bir müşteri deneyimine, daha kalitesiz bir ürüne ya da daha zayıf bir hizmete gerekli toleransı gösterirken pandemi sonrasında bu durum değişti. Toplum olarak oldukça zor ve daha önce yaşanmamış bir dönem geçiren kişilerin, kötü bir deneyime tahammülü giderek azalıyor. Ayrıca kullanıcılar, iş dünyasındaki artan rekabetin etkisiyle birlikte bir kurumdan istediği beklentiyi alamazsa, farklı bir markayı eskiye oranla çok daha kolay bir şekilde tercih edebiliyor. Kötü bir müşteri deneyimi, sadece bir müşteri kaybının yanı sıra hem gelirlerin uzun vadede bir risk altına girmesi hem de marka imajının azalması anlamına da geliyor. Bu noktada ister global pazarda ister tek bir ülkede faaliyet gösteren tüm markaların, ürün ya da hizmetlerinin kalitelerini daima artırmaları ve bunu bir öncelik haline gerekirken; müşteri deneyimi noktasında da sürekli iyileştirme ve geliştirme aksiyonları almaları son derece kritik. Verinin gücünden faydalanmak ise hem bu deneyimi güçlendirmek hem de daha akıllı, kaliteli ve hibrid ürünler ve hizmetler geliştirmek için önem taşıyor.

Çevresel etki ve sürdürülebilirlik

Pandemi sonrasında tüketicilerin sağlık, hijyen ve temassızlık gibi belirli konuların yanında doğanın ve insanlığın geleceğine yönelik hassasiyetleri de artış gösterdi. Tüketiciler artık satın aldıkları bir ürünün ve kendilerine sunulan bir hizmetin hem üretim ve yapım hem de lojistik ve pazarlama süreçlerinde çevreye bıraktığı etkiye dikkat ediyor ve bu etkinin sonuçlarını sorguluyor. Bunun en büyük nedeni, elbette pandeminin toplumda bıraktığı hasar. Bireyler, günlük yaşamlarındaki birçok alışkanlığının çevresel etkilerini gözetirken ayrıca markalardan da çevreye daha duyarlı, özenli ve hassas davranmalarını bekliyor. Diğer yandan, sürdürülebilirlik ise son yıllardaki popülerliğini 2022’de de sürdürecek. Tüketiciler, büyük kurumların iş yapışlarındaki birçok adımda yaşanacak küçük değişimlerin, dünyayı çok daha sürdürülebilir bir yapıya getireceğinin farkında ve bu konudaki bilinç her geçen gün artıyor. Firmaların ise bu beklentiye cevap vermek için yapmaları gereken şey çok basit; daha iyi bir gelecek ve çevre için sürdürülebilirliği iş süreçlerinin tamamına entegre etmek!

İletişim ve etkileşim beklentisi

Son yıllarda, özellikle e-ticaretin artan kullanımıyla iş dünyası büyük bir rekabetin içine girdi. Birçok sektör, günden güne büyüyor ve her gün farklı bir oyuncu pazara dahil oluyor. Bu, markalar için daima daha iyi hizmet anlayışına katkı sunarken tüketiciler noktasında seçeneklerin artması ve alternatiflerin çoğalması anlamına geliyor. Bireyler, artık markalarla ve kurumlarla iletişime geçmeyi değil kendileri ile etkileşime geçilmesini bekliyor. Kişiye özel mesaj, mail, bildirim almak ya da teklif duymak, tüketicileri daha değerli hissettirirken aynı zamanda o markanın da rakiplerinden fark yaratmasını ve sadık müşteri kitlesi yaratmasına destek oluyor. Global tüketicilerin %60’ından fazlası, işletmelerin kendilerine daha fazla önem vermesi gerektiğini, kendileriyle daha fazla iletişim kurmasını istiyor ve bu adımların, satın alma tercihlerinde büyük bir rol oynadığını belirtiyor. Dolayısıyla markalar, özellikle dijital medya mecralarını aktif şekilde kullanarak mevcut ve potansiyel müşterileri ile ilişkiler kurmak ve bu ilişkileri sürekli hale getirmek zorunda.

Innogate her adımda yanınızda!

Globalde başarıya ulaşmak için global tüketici trendleri ve eğilimlerini takip etmek, incelemek ve iş süreçlerine entegre etmek son derece önemli. Ancak, globalleşme süreci bununla sınırlı değil! Innogate Uluslararası Hızlandırma Programı olarak; Türkiye’deki teknoloji firmalarının ihracat geliri elde etmesini sağlayacak online globalleşme programımız ile firmalarımızın uluslararası bağlantılara erişim, yeni pazarlara açılma, iş modeli ve stratejisi geliştirme fırsatlarını dedike bir ekip kolaylaştırıcılığında 360 derece bir içerik ile sunuyoruz. Siz de globale açılmayı hedefliyorsanız, tecrübeleri ile yol arkadaşlığı edecek, alanında uzman profesyonellerin yer aldığı Online Innogate Programı’na başvurun!

 

Esinlenilen kaynaklar:

https://www.forbes.com/sites/blakemorgan/2021/12/08/top-5-customer-experience-trends-for-2022/?sh=3799c50a3a0a

https://www.qualtrics.com/blog/global-consumer-trends-2022/

https://blog.gwi.com/trends/consumer-trends-2022/

 

Deniz Kaan Akoğlu