Globale Açılan Firmaların Tüketici İlişkileri Nasıl Olmalı? 4 dakikada okunabilir

Globale Açılan Firmaların Tüketici İlişkileri Nasıl Olmalı? 4 dakikada okunabilir

Globale açılmak, yerel ölçekli işletmeler açısından hayati önemdeki konu başlıklarından biri. Başarılı bir şekilde yeni pazara giriş yapabilmek, firma hedeflerini tutturabilmek, en önemlisi de elde edilen başarıları sürdürülebilir kılmak hiç de kolay değil. Planlı bir hazırlık sürecinden, iş yapış biçimlerinin yeni pazara uygun olarak revize edilmesine dek detaylı bir yol haritası hazırlanması elzem. Söz konusu sürecin bel kemiği ise tüketici ilişkileri. Büyük başarı hikayeleri de büyük hayal kırıklıkları da tüketici eğilimlerini anlamak ve taleplerine uygun olarak iş yapmakla yakından ilişkili. Peki, globale açılan bir işletmenin hedef kitlesiyle doğru bir iletişim kurabilmesi için nasıl bir yol izlemesi gerekli?

  1. Yerel tüketicileri pusula belirlemek

Yepyeni bir pazarda varlık göstermeye hazırlanan bir firmanın tüketicileriyle sağlam bir ilişki inşa etmesi adına ilk dikkat etmesi gereken yol, tüketici eğilimlerini dikkatli bir şekilde değerlendirebilmek. Tüketicilerle iş birliğine gitmek ve onlardan gelen geri bildirimlere uygun olarak bir strateji oluşturmak işletme açısından atılacak en doğru adım. Dünyaya açılan birçok işletmenin de benzer bir taktik izlediği söylenebilir. Yerel pazardaki müşterilerin dahil olduğu çevrimiçi ağlar oluşturmak ve geri bildirimlerini hızlı bir şekilde almaya olanak tanıyan sistemler kurmak, işletmenin yeni pazarda güvenli bir temel üzerinde yükselmesine olanak tanıyabilir.

  1. Pazarın taleplerine kulak vermek

Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, tüketicilerin taleplerini göz ardı edebilmek mümkün değil. Pek tabii mühim olan talepleri en doğru şekilde okuyabilmek ve ivedilikle aksiyon alabilmek. Birçok dünya devi firma için bile bu durum geçerli. ABD’nin en büyük gıda şirketlerinden Kraft Foods’un Çin’e açıldığında ilk etapta başarısızlığa uğraması bunun tipik bir örneği. Firmanın daha sonra yaptığı bir araştırmada tüketicilerin daha az tatlı ve daha düşük fiyatlı ürünlere olan ilgisinin ortaya çıkması ise gidişatı tersine çevirdi. Hatta bugün Çin’de en çok satan çerezler Kraft Foods’a ait. Çıkarılacak ders açık, işletmeler yerel tüketicilerin taleplerinden ilham almalı.

 

  1. İşletme değerlerine sadık kalmak

Globale açılan firmaların en çok başını ağrıtan konulardan biri kültürel farklılıklar ve hassasiyetler. Mümkün mertebe yeni pazardaki tüketicilerin isteklerine uygun olarak bir rota izlenmesi doğru olsa da şirket değerlerinden tamamen kopmak da yapılan en büyük yanlışlardan biri. Bu bağlamda dikkat çeken kriz örneklerinden biri İsveç’in en büyük markalarından Ikea’ya ait. Ikea’nın kataloğunu 27 dile çevirip, 38 ülkede pazara sokması ilk etapta doğru görünse de kataloğun Suudi Arabistan baskısında kadın ve kız çocuklarının sayfalardan kaldırılmış olması kısa sürede firmanın özür dilemesini gerektirecek ölçüde bir krize sebebiyet verdi. Yeni bir pazara girerken şirket değerleriyle taban tabana zıt gelenekler karşısında bile işletme değerlerine sadık kalmak oldukça önemli. Aksi bir durum krizlere ve işletmeye duyulan güvenin sarsılmasına sebebiyet verebilir.

Globalde yerli firmaların destekçisi Innogate

Uluslararası alanda yerli firmaların başarılı bir şekilde varlık gösterebilmesi için 2014 yılından bu yana işletmelere firmalara desteğini sürdüren Innogate Uluslararası Hızlandırma Programı, işletmelerin yeni pazarlarda neyle karşılaşacakları ve nasıl bir pozisyon almaları gerektiği konusunda uzman bakış açısıyla yol gösteriyor. Pazar araştırmaları, ürün stratejileri ve müşteri ilişkileri başlıkları altında sayısız avantaj barındıran programda siz de geç olmadan yerinizi alın!