İhracat Günlükleri: SmartMessage 10 dakikada okunabilir

İhracat Günlükleri: SmartMessage 10 dakikada okunabilir

Innogate Uluslararası Hızlandırma Programı ile globalleşen teknoloji firmalarımızı mercek altına aldığımız röportaj serimize hoş geldiniz! Geçtiğimiz hafta ilk röportajımızı Fineksus ile yapmıştık. Bu röportaj serisinde, kendi sektöründe önemli oyuncular haline gelmiş teknoloji firmalarımızı yakından tanıyarak globalleşme süreçlerine tanık olacağız. Bu röportaj serimizin globalleşme çabası olan, bu konuda bilgi almak isteyen okuyucularımıza fayda sağlamasını umuyoruz. Aklınıza takılan bir soru olursa Innogate olarak her zaman buradayız. 😊 Keyifli okumalar!

İhracat Günlükleri’nin bu haftaki konuğu SmartMessage! SmartMessage’ın kurucu ortak ve CEO’su Oğuz Küçükbarak sorularımızı yanıtlıyor.

Oğuz Bey merhaba, sizi tanıyabilir miyiz?

Oğuz Küçükbarak, SmartMessage Genel Müdürü

Oğuz Küçükbarak: SmartMessage’ın kurucu ortağıyım ve halen CEO olarak görevime devam ediyorum. Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Bilgi Üniversitesi’nde MBA eğitimimi tamamladım. Çalışma hayatına Demirbank’ta elektronik tabanlı iş geliştirme sorumlusu olarak başladım ve ardından içinde TEB, BNP Paribas ve HSBC gibi kurumlarda özellikle finans ve teknoloji alanlarında önemli deneyimler kazandım. Sektörün teknoloji alanındaki açıklarını gözlemleme şansını yakaladığım bu dönemin ardından 2005’te ortağım Emin Altın ile birlikte girişimimiz SmartMessage’ı hayata geçirdik. Kısa sürede başta finans ve bankacılık olmak üzere birçok sektörde önemli referanslar kazanan markamız, büyüme çizgisini global açılım stratejisi ile de bütünleştirerek alanında öncü şirketler arasına girdi. 2017’de Endeavor’a seçilen isimlerden oldum. Oldukça zorlu bir yıl olan 2019’da markamızın yatırıma değer bulunması markamızın geleceği açısından beni çok mutlu eden bir gelişme oldu. Şu an tüm enerjimi SmartMessage’ı küresel pazarda yeni coğrafyalarla buluşturmak ve ekibimi daha da güçlü bir hale getirmek için harcıyorum. Evli ve iki kız babasıyım. İş dışında özellikle motosikletimle dünyayı dolaşmak, motorkros yarışlarına katılmak ve fotoğraf çekmekten büyük keyif alıyorum.

“Tüketicilere doğru anda, doğru kanaldan ve doğru içerikli bildirimlerin, kampanyaların ve tekliflerin sunulmasını sağlıyoruz.”

SmartMessage’ın faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?
Oğuz Küçükbarak: SmartMessage olarak müşterilerimizin kitleleriyle olan iletişimlerinden daha fazla verim almasına, onları daha iyi tanımasına ve daha uzun süreli ilişkiler kurmasına imkân veren ürün ve hizmetler geliştiriyoruz.  Özellikle pazarlama teknolojilerinin gücünü kullanarak tüketicilere doğru anda, doğru kanaldan ve doğru içerikli bildirimlerin, kampanyaların ve tekliflerin sunulmasını sağlıyoruz. Markaların müşterilerine bütünleştirilmiş bir deneyim sunmasına yardımcı oluyoruz, pazarlama ve CRM ekiplerinin bir parçası gibi hareket edip müşteri mutluluğunu artıracak iletişim aktiviteleri için omnichannel platformumuzla verimli, kolay kullanılabilen ve raporlama özellikleri güçlü bir altyapı oluşturuyoruz.

SmartMessage’ın en önemli özellikleri arasında yenilikçilik geliyor, chatbot ve pazarlama otomasyonu gibi uygulamaları ülkemizde ürün gamına ilk ekleyen firmaların başında geliyoruz. Tüm müşteri yolculuğunda markaların etkin iletişimler yapmalarına olanak verecek araçlara sahibiz. Bu yeteneklerden tek ve merkezi bir platform aracılığı ile faydalanmak müşterilerimize de maliyet ve verim açısından önemli avantajlar getiriyor.

Innogate ile ABD’ye açıldığınız ürün/hizmet neydi?
Oğuz Küçükbarak: ABD’ye açıldığımız ve halen de lokomotif ürünümüzün adı SmartMessage Marketing Platform. Omnichannel marketing platformumuzu Kuzey Amerika ile tanıştırma imkânını bulmuştuk.

Rakamlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Oğuz Küçükbarak:
SmartMessage altı küresel ofiste, 100 kişilik bir ekiple tüm dünyada iki bini aşkın müşteriye hizmet sunuyor. 2018’de ciromuzun yüzde 55’ini yurt dışından gerçekleştirdik. Bu rakamı çok daha yukarılara taşımak öncelikli hedeflerimiz arasında geliyor.

SmartMessage’ın gelecek hedefleri neler?

Oğuz Küçükbarak: 2019’da aldığımız yatırımla küresel açılım hedeflerimizi daha da hızlandırmak en önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Şu ana kadar Ortadoğu’da özellikle finans/bankacılık sektöründe çok önemli isimleri müşteri portföyümüze kattık. Buradan Doğu Avrupa’ya yöneldik, orada da önemli gelişmeler sağladık. Yeni stratejimizin bir sonucu olarak yüzümüzü Batı Avrupa’ya çevirmiş bulunuyoruz. Almanya’da faaliyete geçirdiğimiz ofisimiz ve yakında İngiltere’ye yapacağımız yatırım Batı Avrupa’da hızımızı artırmaya yönelik önemli planlamalarımız arasında. Türkiye’den çıkmış küresel bir marka olarak iki üç yıl içinde değerimizi çift haneli katlarda artırmayı ve küresel rekabette en önde gelen markalar arasına girmeyi hedefliyoruz.

 

“Innogate süreci bize çok önemli deneyimler kazandırdı. Innogate ile kendimizi küresel ortama taşımanın yanı sıra markamızı doğru konumlamak ve doğru anlatabilmek adına gelişim gösterme imkânına sahip olduk.”

Innogate süreci nasıldı? Neler yaşandı bu süreçte?
Oğuz Küçükbarak: Innogate süreci bize çok önemli deneyimler kazandırdı. Innogate ile kendimizi küresel ortama taşımanın yanı sıra markamızı doğru konumlamak ve doğru anlatabilmek adına gelişim gösterme imkânına sahip olduk. Bunu sadece teoride değil, pratik olarak da ABD gibi uzmanlık alanımızın en üst rekabet seviyesinde yaşandığı bir ülkede gerçekleştirmiş olmak çok değerliydi. Aldığımız eğitimlerin ve daha da önemlisi gerçek saha tecrübesinin şirket stratejilerimize önemli katkı sağladığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Innogate ile ABD’de ulaşmak istediğiniz hedeflerinize ulaştınız mı?
Innogate deneyimi bize marka ve ürün olarak Kuzey Amerika pazarına bazı kaslarımızı daha güçlendirerek çıkmamız gerektiğini gösterdi. B2B pazarında faaliyet gösteren bir firma olarak Türkiye’den çıkıp, ABD pazarına açılmanın doğru dinamiklerini anlamış olduk ve ilk adımda daha gerçekçi küresel hedeflerle ilerlemenin verimli olacağını gördük. Bu bağlamda küresel stratejimizi önce yakın çevremizdeki bölgelerden başlayarak ilerletme yönünde yeniledik. Bu yaklaşım farkı ile Ortadoğu’da başarıya ulaştık, ardından Doğu Avrupa’da sağlam adımlarla ilerlemeye başladık. Kuzey Amerika pazarı tabii ki hep hedeflerimiz arasında ancak önce yakın dinamikleri olan pazarlarda ilerleyip, o lige en hazır şekilde çıkmayı planlıyoruz. Tüm bu yönlerden edindiğimiz kazanımlarla Innogate ile ABD’de amacımıza ulaştığımızı söyleyebiliriz.

Innogate’i 5 kelime ile nitelendirmenizi istesek hangi kelimeleri seçerdiniz?

  • Aydınlanma
  • Deneyim
  • Yenilik
  • Sinerji
  • Vizyon

 

“ABD teknoloji adına hemen hemen her şeyin ilk üretildiği ülke olduğundan farklı olarak ne yaptığınızı en hızlı anlaşılır şekilde ortaya koymanız çok önemli.”

ABD’ye açılacak firmalara ne tavsiye edersiniz?

Oğuz Küçükbarak: Edindiğimiz deneyimlerle özellikle kendi uzmanlık alanımız olan B2B dünyasına yönelik tavsiyelerimiz bulunuyor. İlgili pazara farkla coğrafyalardan gelen firmaların giriş yapması çok kolay değil. Bu nedenle marka, ürün ve hizmeti net ve doğru bir şekilde konumlayarak yola çıkmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz.  Özellikle küresel çapta referans olmadan pazarda yüksek beklentilere dayalı hedefler koymanın mantıklı olmayacağını açıkça ifade edebiliriz. B2B firmaların küresel eksende rüştlerini ispatlayıp ABD ringine çıkması gerekiyor. Referans boyutunda gereksinimleri karşılamanız halinde dahi ortaya koyduğunuz katma değerin çok net ve gerçek anlamda faydalı olması da kritik önem taşıyor. ABD teknoloji adına hemen hemen her şeyin ilk üretildiği ülke olduğundan farklı olarak ne yaptığınızı en hızlı anlaşılır şekilde ortaya koymanız çok önemli. Zira sizinle görüşürken bile fazla zaman harcamadan sadede gelmek isteyen bir müşteri adayı profili ile karşı karşıya geliyorsunuz. O noktada tökezlemeniz hızlı elenmelere bile neden olabilir.

En çok zorlandığınız konu / konular neydi?

Oğuz Küçükbarak: En zorlandığımız konunun özellikle farklı bir coğrafyadan gelmek olduğunu söyleyebilirim. Bunu açmak gerekirse; ABD gibi zorlu bir pazarda özellikle uzaktan gelen bir markanın sağlam referansları olmadan masada güçlü durması pek mümkün değil. Kendi bölgenizde büyük isimlerle çalışıyor olabilirsiniz ama bunun karşılığı ne yazık ki Kuzey Amerika’da çok bir şey ifade etmiyor. Referans dışında da firma büyüklüğünün sorgulanması (çalışan kişi sayısı, finansal çap) da söz konusu. Bir de müşteri adaylarının size ayırdığı zaman hızlı ve net bir şekilde markanızı ve ürünlerinizi anlatmanızı gerektiriyor, Ortadoğu toplantı kültüründen farklı olan bu durum için ön hazırlık çok iyi yapılmalı.

Bu zorluğu aştınız mı? Nasıl aştınız?
Oğuz Küçükbarak: Bu zorluğu strateji ve yaklaşım değişikliği ile aştığımızı düşünüyoruz. ABD yolculuğu global marka olma konusunda kurum kültürümüzü gözden geçirmemizi sağladı, daha gerçekçi stratejilere yönelmemize neden oldu. Globalde her girdiğimiz yeni bölgede elde ettiğimiz deneyimler de daha esnek bir yapıya evirilmemizi sağladı. Şu an değişik ülke ve kültürlerden çalışanlarımızın katılımıyla da birlikte uluslararası pazarda daha iddialı bir şekilde ilerliyoruz. Aslında zorlukları aşmada kurum kültürü değişiminde ısrarcı olmanın ve tabii ki buna istekli ve hazır bir ekiple yürümenin bizi doğru rotaya soktuğunu söyleyebilirim.

 

Innogate’e başvurmanız için sizi iten şey neydi?
Oğuz Küçükbarak: Innogate’in arkasında İTÜ gibi ülkemizin mühendislik ve teknoloji mimarlarından saygın bir kurumun olması ilk başta bizi çekti. İşimizin yapısı gereği güzel bir kimya oluşabileceğini düşündük. Biraz araştırıp, önceki katılımcı örneklerini incelediğimizde bizim gibi belli bir çapa gelmiş kurumların bile Innogate’ten özellikle globalleşme konusunda alabileceği önemli faydalar olduğunu anladık. Tahmin ettiğimiz şekilde gelişen süreçler sonucu Innogate sayesinde çok önemli deneyimler elde ettik.

Oya Ayanoğlu