Uluslararası Marka Değeri Nasıl Yaratılır? 4 dakikada okunabilir

Uluslararası Marka Değeri Nasıl Yaratılır? 4 dakikada okunabilir

Geçtiğimiz 20 yıl içinde dünya hiç olmadığı kadar küçüldü ve firmalar nezdinde sayısız fırsat oluştu. Özellikle teknolojinin satın alma ve satış yöntemleri üzerindeki etkisi, büyüme hedefindeki firmaların global pazara erişim sınırlarını ortadan kaldırdı denebilir. Uluslararası alanda bir marka yaratmak ise yerel deneyimlerden çok daha fazlasını gerektiriyor. En önemlisi de neyi merkezileştireceğiniz ve neyi yerelleştireceğiniz oldukça önemli!

 

Yol haritanızı en başından çizin

Günümüzde start-uplar, büyük firmalara nazaran global pazarda çok daha çevik olduklarını kanıtladı. Genel geçer kuralların ve statükonun karşısında çok daha avantajlı bir konumdalar. Yalnızca global erişimle birlikte karşılaşılan ikileme karşı dikkatli olmakta fayda var: Neler merkezileşmeli, neler yerelleştirilmeli? Birden fazla pazarda yer almak, kolay bir aksiyon değil. Bir ürün ya da hizmetin farklı kültürel geçmişlere sahip, farklı dilleri konuşan tüketiciler tarafından nerede ve nasıl algılanacağı ucu açık bir konu… Tam da bu yüzden globalleşmeye giden yolda rotanın en başından belirlenmiş olması şart.

Normal şartlar altında bir girişim parlak bir fikirle, ürün ya da hizmetiyle ortaya çıkar. Bunun peşi sıra akıllıca pazarlama faaliyetleriyle şekillendirilmesi ve hızlı müşteri katılım süreciyle birlikte başarılı sonuçlar beraberinde gelir. Bununla birlikte marka oluşturma söz konusu olduğunda herkese uyan tek bir yaklaşımı benimsemek gibi bir seçenek mevcut değil. Örneğin merkezileşme girişimlere çeşitli avantajlar getirebilir. Maliyetler düşebilir, bir firmanın en iyi ürün ve pazarlama fikirlerinden en iyi şekilde faydalanılabilir… Daha az bilinen bir pazarda ise bu hedefi ıskalamayla eşdeğer olabilir.

Doğru soruları sorarak başlayın

“Müşterinin markayla olan deneyimi nasıl etkilenir?” Yola bu soruyla çıkmak gerek. Küresel verimlilik ve yerel etkinlik arasındaki denge buradaki esas nokta. Yerelleştirmeye öncelik vererek pazarda etkinlik en üst düzeye çıkarılabilir. Tersi bir senaryoda ise global verimlilik önceliklendirilebilir. Pek tabii, yalnızca iki seçenek söz konusu değil. Merkezileşme ve yerelleştirme bir arada da var olabilir.

Aynı ürünün farklı marka adları altında pazarlayan çok sayıda üretici örneğine rastlanabilir. ABD’de kakao cipsi adındaki bir ürüne Avustralya’da patlamış kakao denmesi; ABD’de Coca-Cola’nın yüksek fruktozlu mısır şurubu ile üretilirken, Meksika’da farklı bir formülle, şeker kamışı kullanılarak üretilmesi; KFC’nin Şangay’da pekin ördeği burgeri sunması gibi yerel pazar için özel bir ürün üretmesi şeklinde örnekler her iki seçeneğin bir arada efektif kullanılabileceğinin de birer kanıtı.

Doğru dengeyi bulun

İçinde yaşadığımız evrende global çapta kabul görecek bir ürün ya da hizmetin dahi pazarlama mesajının yerel tonda sunulması bir tür zorunluluk. Çeviride yapılabilecek en ufak bir hatanın dahi faturası ağır olabiliyor. Zira global bir marka yaratmak ile her pazarda geçerliliği sürdürecek kadar esnek ve yenilikçi olmak arasında hassas bir denge bulunuyor.

Bu noktada inovasyonun ürün ya da hizmetle biten bir süreç olmadığının farkına varmak gerek. Dünya değiştikçe markaların verdiği ürünler ve hizmetler de değişmeli. Şüphe yok ki markalarına, ürünlerine, hizmetlerine ve pazarlarına uygun merkezileşme ve yerelleştirme dengesini tutturabilenler global arenada daima bir adım önde olacak. Hatta yarının büyük markaları arasında yer almaları hiç de uzak bir senaryo değil.

Innogate ile tüm sorular yanıt buluyor

İTÜ ARI Teknokent bünyesinde 6 yılı aşkın süredir yürütülen Uluslararası Hızlandırma Programı Innogate, global marka yaratma hedefi ile yola çıkan firmalara global stratejilerini en sağlam şekilde inşa etme fırsatı sunuyor. Globalde sınırları ortadan kaldırmak için siz de geç olmadan Innogate Uluslararası Hızlandırma Programı’nda yerinizi alın!

 

Kaynak:

https://www.entrepreneur.com/article/365703