Yanılmaz Başarı Stratejisi: Soruna Değil Çözüme Odaklanmak 4 dakikada okunabilir

Yanılmaz Başarı Stratejisi: Soruna Değil Çözüme Odaklanmak 4 dakikada okunabilir

İster dünyaca tanınan ünlü bir firma olun, ister küçük ölçekli bir işletme. Herkesin hedefinde tek bir şey var, o da başarılı olmak! Peki, başarıya giden yol nereden geçiyor? Sorunların tespitine odaklanmak, şirketi daha başarılı kılar mı? Bunun yerine çözüme odaklanmayı seçmek daha mı işlevsel? İşte hemen her işletmenin zihnini kurcalayan soruların yalnızca birkaçı. Böyle durumlarda güncel örneklere göz atmak ve uzman görüşlere kulak vermek en doğru yol olabilir.

Basit düşün, çözüme kolay ulaş!

İş dünyası eksperlerinin hemfikir olduğu konulardan biri, sorunlara odaklanmanın nadiren çözüme yardımcı olduğu. Problemleri tekrar tekrar zihinde döndürmenin zaman ve enerji israfı olduğu aşikâr. Basit çözümleri bile karmaşık bir hale getirmesi, motivasyonu düşürmesi ve yetersizlik hissini gün yüzüne çıkarması da cabası! Unutulmamalı ki zihin her seferinde tek bir konuya tüm dikkatini verebilir. Bu yüzden korku, kendinden şüphe etme ve endişe gibi duygular söz konusu olduğunda çözüme odaklanmak ya da ilerlemekten umudu kesmemek gerekiyor.

Bir iş çözümünde kaygılardan söz ediliyorsa, pirenin deve yapıldığı rahatlıkla ifade edilebilir. Böyle durumlarda en basit çözümler dahi kimsenin aklının ucundan geçmiyor. NASA’nın uzaya yolladığı astronotların yer çekimsiz ortamda mürekkepli kalemlerle yazamayacağı için yıllar ve milyon dolarlar harcayarak özel bir dolma kalem üretmesi bunun en net örneklerinden biri. Oysa çözüm Sovyetlerin de uyguladığı gibi oldukça basitti, kurşun kalem kullanmak.

 

Fırsatın tanımı sorundan çok uzakta değil

Bir firma ne kadar iyi bir hazırlık sürecinden geçmiş olursa olsun, bir noktada sorunla karşılaşması hiç de sürpriz değil. Ve uzun süre bir problem üzerine düşünmek de oldukça lüks. Böyle durumlarda işletmenin ipleri eline alması ve çözüm bulma sorumluluğunu bir an önce yerine getirmesi şart. Eylemler ve seçimlerle şartlar değiştirildiği için istenen sonuca ulaşmak çok daha muhtemel.

Bir sorunun çözümünde elde edilen deneyim de fazlasıyla değerli. Zira çözülen problemlerin artması çalışan motivasyonunun ve işletmeye duyulan güveninin yükselmesi sonucunu da beraberinde getiriyor. Her çözüm potansiyel sorunların etki alanını azaltıyor. En nihayetinde büyük problemler karşısında bile çözüm üretme konusunda işletmeye rehberlik edebilecek bir tecrübe söz konusu.

Çözüme yüzde 90 soruna yüzde 10

Soruna değil çözüme odaklanmayı öğrenmek hayatınızı ve işinizi değiştirebilir. Amerikalı yazar Anthony J. D’Angelo’nun da belirttiği gibi; “Zamanınızın yüzde 90’ını çözümlere ve zamanınızın yalnızca yüzde 10’unu sorunlara odaklayın.” Böylesi bir bakış açısının başarılı her iş insanının mottosu olduğunu belirtmeye gerek yok. Zira sorunlar karşısında hareket alanı kısıtlı bir şekilde kalmaktansa çözüme yönelik olarak zamanın ve enerjinin verimli şekilde kullanılmasının başarısız olma şansı yok denecek kadar az. Bu noktada herkesin kendine şu soruyu sorması gerekiyor: “Hayatımda veya işletmemde bir sorunla karşılaştığımda, probleme mi çözüme mi odaklanmalıyım?”

 

Kaynak:

https://rhapsodystrategies.com/successful-people-focus-on-solutions/

https://www.entrepreneur.com/article/249129