Yeni Bir Liderlik Anlayışı: Çevik Yönetim Takımı 7 dakikada okunabilir

Yeni Bir Liderlik Anlayışı: Çevik Yönetim Takımı 7 dakikada okunabilir

İş dünyasının önde gelen temsilcileri, en iyi iş modeli konusunda birbirinden oldukça farklı fikirlere sahip. Hepsinin karşılaştıkları sorunlara dair kendilerine has çözümleri ya da yol haritaları var. Uzlaştıkları nokta ise tek; yeni bir yönetim anlayışının gerekliliği! Mevcut işletme yapılanmalarının ya da yönetim modellerinin piyasanın koşullarına tam anlamıyla yanıt verebildiğini söylemek güç.  Bu nedenle yeni bir yapılanmaya gitmek gereklilikten ziyade bir tür zorunluluk. Özellikle Covid-19’la birlikte hızlı bir şekilde hareket etme ve aksiyon alma, örgütsel çevikliği en önemli ihtiyaçlardan biri haline getiriyor. Bunun yolu da çevik bir yönetim takımına sahip olmaktan geçiyor.

Çevik yönetim takımı nedir?

Örgütsel çeviklik sıklıkla hızlı hareket edebilen çalışanlardan oluşan bir ekibe sahip olmakla eşdeğer tutuluyor. Oysa çeviklik işletmenin en tepesinde başlıyor. Yönetim kademesinin çalışanlara ilham olması ve kendini ifade etme tarzı, kurumsal çevikliğin başlıca kurallarından bir tanesi. Bu noktada yönetim kademesine düşen görev ise kararların yalnızca emir komuta zinciriyle ilerlediği bir sistemdense bir tür yeterlilik hiyerarşisi oluşturmak ve sürdürmek. Bilginin sadece dikey değil yatay olarak da yayılmasını sağlamak, bilgi aktarımı ilkesini en önemli kriterlerden biri olarak varsaymak ve tüm sorunların şeffaf bir şekilde tartışılabildiği atmosferi yaratmak da yine yönetim kademesinin sorumluluğunda. Böylece operasyonel çeviklikle mevcut işi daha iyi hale getirmek ve stratejik çeviklikle yeni ürün ve hizmetlerin üretilmesi, dolayısıyla da işletmeye yeni müşteriler kazandırılması mümkün hale geliyor.

 

Çeviklik temel kriter haline geliyor

Örgütsel yapılanmalarda çeviklik ilkesi yeni bir kavram değil, yeni olan yönetim kademesi tarafından da benimsendiği görülebilir. Zira işletmeler için çeviklik kavramı 1960’lara dek uzanıyor. Kendi kendini yöneten ekipler ya da katılımcı karar yapılarının dahil olduğu sistemlere sıklıkla vurgu yapılsa da tüm organizasyonel yapılanmaya hâkim olduğunu söylemek güç. Değişim ise Amazon ya da Microsoft gibi büyük işletmelerin iş çevikliğini savunan CEO’larca yönetilmesiyle yaygınlık kazanıyor. Bürokratik sistemlerin ağırlıkta olduğu firmalar azımsanamayacak ölçüde varlık gösterse de strateji, planlama, bütçeleme, denetim ya da insan kaynakları süreçlerinde yeni tür yapılanmaya gidilmesi gerektiği hemfikir olunan konu başlıklarından biri.

Çevikliği bir kalıba oturtmak güç 

 İş hayatında çevikliğin çerçevesini çizmek bir noktada mümkün olsa da içeriği konusunda keskin yorumlar yapabilmek mümkün değil. Nitekim çeviklik bir anlamda zihniyetle yakından ilgili. Çevik yöneticilerin karşılaştıkları problemleri karakteristik yollarla düşünmesi bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi. Bahsi geçen konu başlıklarındaki mevcut bilgileri, elde edilen verileri ya da hâkim olan endişeleri fark ederek, kendi yöntemleriyle analiz etmek ve çözüm yolları geliştirmek çevik yönetimin esaslarından denebilir. Bu tür farklı düşünme, algılama ve hareket etme yollarının karakteristik tutumlar ekseninde değer ve düşünce sistemlerine ön ayak olduğu da rahatlıkla ifade edilebilir. Tam da bu yüzden çeviklik, eğitim kurslarıyla öğrenilebilecek bir kavram değil, farklı bir yönetim türünün ortaya çıkışını gösteren anlayışın ta kendisi!

 

Çevik yönetim takımı ne yapmalı?

Çevik yönetim takıma düşen en önemli görev; gerçek anlamda çevik bir işletme oluşturmak adına çeviklik ilkelerini benimsemek. Alçakgönüllülük de asla terk edilmemesi gereken liderlik özelliklerinden bir tanesi. Bahsi geçen alçakgönüllülüğün yapaylıktan uzak; öğrenmeyi hızlandıran ve her ekip üyesinin güvenini arttıran bir niteliğe sahip olması fazlasıyla değerli. Yöneticilerin işletme için adeta birer koç halini aldıklarını da belirtmek gerek. Böylece ekip üyelerinin ilkeleri ne zaman uyguladıkları ya da hangi alanlarda eksik kaldıkları kolaylıkla fark edilebilir.

Eski usul toplantılarla vedalaşma vakti

Günlük 15 dakikadan oluşan scrum toplantıları, çevik bir işletme atmosferi yaratmada yadsınamaz bir öneme sahip. İşlerin gidişatını kontrol etmek, departmanlar arası iş birliğini canlandırmak ve potansiyel krizleri ilk safhada çözmek başlıca artılardan bir tanesi. Eski usul yönetim toplantılarının beklenen randımandan uzak olduğu göz önüne alındığında bu tip toplantılar yerine sorun odaklı çalışma oturumları düzenlemek de bir başka çözüm önerisi olarak değerlendirilmeyi hak ediyor.

Esas olan varış değil süreç

Çevik bir iletme yaratmak, tahmin edilebilir bir bitiş noktası olan bir proje değil. Sürekli bir iyileştirme programı. Söz konusu sürecin sınırlı alanda kalmaması içinse işletme içi etkileşimi arttırmaya ve çok disiplinli bir grup olarak birlikte çalışmaya evirilmesi gerekiyor. Bunun için gerekirse zamanlama için sınırlar esnetilebilmeli. Unutulmamalı ki; doğru olanı yapmak zaman alır. İşletme için en iyi personellere ulaşmak, çevik bir İK süreci oluşturmak, yeni kariyer yolları ve uygun ödül sistemleri geliştirmek de en fazla zaman ayırılması gereken noktalardan sadece bazıları.

Yeni bir finans anlayışı

Çevik işletmelerin kendilerine has planlama ve bütçeleme süreçlerine sahip olduklarını söylemek sürpriz değil. Alışılagelmiş bir şekilde yıllık olarak gerçekleştirilen bütçeleme süreçlerini daha kısa zaman dilimlerinde ele almak, finansal tahminlere güvenmek yerine ekiplerin temel varsayımlarının şeffaflığını arttıracak, test edecek ve potansiyel engelleri tespit etmek de uygulama süreçlerinde göz önünde bulundurulması gereken yeni normaller. Esas olansa her zaman uygulamaların her firma içinde farklılık gösterdiğini kabullenmek.

 

Ayakta kalan çevik işletmeler olacak

Son dönemde sıklıkla vurgu yapılan “çeviklik” kavramını ilerleyen yıllarda daha sık duyacağımız açık. Geçtiğimiz çeyrekte ABD ekonomisinin yüzde 4,8 küçüldüğü ve 30 milyonu bulan işsizlik rakamlarına varıldığı göz önüne alındığında başarı grafiği yükselen sadece birkaç firma göze çarpıyor. Teknolojik olanaklardan da faydalanarak iş çevikliği sergileyen Amazon, Apple, Facebook, Google ve Microsoft gibi firmalar hâlâ dünyanın en büyük ve en hızlı büyüyen işletmeleri. Yatırımcıların da tercihlerini böylesi işletmelerden yana kullanacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Görünen o ki yeni çağın iş dünyasında sadece çevik işletmeler ayakta kalacak.

Kaynak:

https://www.forbes.com/sites/stevedenning/2020/05/03/agile-isnt-new-whats-new-is-c-suite-embracing-it/#501b6b75e5e6

https://www.forbes.com/sites/stevedenning/2020/04/19/why-only-the-agile-will-survive/#14e4c66a2c1e