Facebook, Netflix ve Microsoft Nasıl Globalleşti? 6 dakikada okunabilir

Facebook, Netflix ve Microsoft Nasıl Globalleşti? 6 dakikada okunabilir

Globale açılmaya giden yolda hemen her firma, kendine has strateji ve planlamalara sahipken bu süreçte başarılı ve başarısız birçok örnek bulunuyor. Dünyanın en büyük teknoloji firmalarından Facebook, Netflix ve Microsoft’un globale açılma serüveninde elde ettikleri deneyimler de bu noktada yeni firmalar için önemli bir kılavuz oluşturuyor. Her globalleşme yolculuğu farklı olsa da bu üç teknoloji devinden öğrenilecek çok şey var.

 

Eşine zor rastlanır bir başarı hikayesi: Facebook

Facebook, Harvard’da küçük bir yurt odasından 8 binden fazla çalışana ve 1,35 milyar kullanıcıya ulaşmış küresel bir şirkete dönüştü. Dünyanın en hızlı büyüyen firmalarından Facebook, bugün değerini en çok katlayan markaların başında geliyor. Şirketin, globale açılma hikayesi ise Aralık 2005’te Avustralya ve Yeni Zelanda’ya açılması ile başlıyor. Bu ülkelerdeki başarısının ardından Eylül 2006’da aldığı bir kararla herkese açık küresel bir marka olma yoluna adım atması, başarı hikayesinin mihenk taşını oluşturuyor. Bu başarının sırrı ise büyüyen müşteri tabanının taleplerini karşılamak adına özelliklerini revize ederek sürekli artırması. Facebook pazara hâkimiyeti ve rekabette öne geçmeyi bu şekilde sağlıyor.

Global çapta varlık gösteren bir markanın farklı güçlüklerle karşılaşması beklenen bir senaryo. Facebook’un da bu süreçte en zorlu sınavları verdiğini söylemek mümkün. Mart 2018’deki gizlilik ihlalinin ardından güvenirlikte yüzde 27’e varan oranda düşüş yaşayan şirket, yasal süreçlerle savaşmak zorunda kaldı. Buna karşılık, kullanıcıların bilgilerini korumak için güvenliklerini artırmak ise bu süreçten çıkarılan en ağır ders oldu. Bu örnek, globale açılan firmalar için de ortaya çıkabilecek sorunlara dair risk yönetimi planları olması adına önem arz ediyor.

Netflix’ten öğrenilecek çok şey var!

Dünyanın en büyük online yayın platformlarından Netflix’in globalleşme çalışmaları 2010 yılına uzanıyor. İlk adımlarını, Avrupa’ya girmeden önce, komşu bölgeleri olan Kanada ve Latin Amerika’ya yönelik atan marka, sınırlı bir süre teklifiyle yola çıktı. Bu da riskleri en aza indirmesini sağladı. Dahası, yeni verilerin toplanmasını sağlayarak, daha fazla ülkede kullanıma sunulacak bir iş modelini test etmesine ve tasarlamasına imkân sundu. Netflix ayrıca, kullanıcı deneyimini yerelleştirmeyi de başardı. Yalnızca küresel düzeyde değil, belirli ülkelerdeki izleyicilere hitap edecek yeni içeriğe de yatırım yaptı. Örneğin, orijinal içerikler oluşturmak için yerel üretim şirketleriyle iş birlikleri kurdu.

Diğer yandan, Netflix de globale açılma serüveninde farklı challenge’lar ile karşılaştı. Japonya’da izleyicilerin aşina olduğu büyük yerel ve global rakiplerle mücadele etti, çeşitli ülkelerin sansür politikalarıyla karşı karşıya geldi. En güçlü silahları ise müşteri ilişkileri oldu. İzleyicilerini memnun etmek adına türlü hamleler gerçekleştiren marka, içerikleri basitçe tercüme etmekten ziyade her yönü mümkün olduğunca kişiselleştirilmiş, kullanıcı dostu bir deneyim sundu. Başlangıç ​​olarak daha düşük riskli ülkelere genişleyen, kullanıcı/veri odaklı stratejiyi benimseyen ve platformla uzun süreli ilişkilerin kurulmasını sağlayan Netflix, bu adımları ile globale açılan firmalara başarı için önemli ipuçları sunuyor.

Microsoft, nasıl Microsoft oldu?

45 yılı aşkın geçmişi ve 1,5 trilyon doları aşan piyasa değeri ile Microsoft dünyanın en büyük ve tanınmış şirketlerinden biri. Mütevazı yolculuğuna 1975’te Washington’da başlayan şirket, 1983’te Japonya’ya ve Avrupa’ya açıldı. 1993 yılına gelindiğinde Windows 3.0 ve sonraki sürümleri ayda bir milyon kopya satıyordu ve dünyadaki bilgisayarların yaklaşık yüzde 90’ı bir Microsoft işletim sistemi ile çalışıyordu. Nitekim Windows’un bir uzantısı olarak ve ayrı ürünlerle birkaç ürünün piyasaya sürülmesiyle birlikte yeni pazarlarda artık vazgeçilmez bir seçenek haline geldi.

Globale açılma sürecinde, yeni pazarlara girmek Microsoft için de kolay değildi. Örneğin gelişmekte olan Malezya pazarına girildiğinde eski bilgisayarları yenileriyle değişmeye ikna sürecinde fiyatlandırma önemli bir problemdi. Teknolojiyi yeni bir ülkeye uyarlamak da sanıldığından daha zordu. Microsoft’un seçtiği yol ise çevirilere yardımcı olmak ve kullanıcı deneyimini geliştirmek için yerel üniversitelerle birlikte çalışmak oldu. Yerel yönetim ve eğitim sistemleriyle bir dizi girişim başlattı. Firmanın pazarı anlaması, zorlukları belirlemesi ve uzun süreli ilişkiler kurması da bu şekilde mümkün oldu. Çıkarılacak ders açık: Başarılı bir küresel genişlemenin anahtarı markanın, pazarın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde uyarlanabilmesi ile yakından bağlantılı!

Başarı hikayesinde ortağınız Innogate!

Innogate Uluslararası Hızlandırma Programı olarak yönünü uluslararası pazarlara çevirmiş firmalara sorunsuz bir globale açılma deneyimi vadediyor ve bir başarı hikayesi yazılmasına destek oluyoruz. Innogate Online ile globale açılma stratejinizi global markalara yakışır şekilde oluşturmanızı, Innogate Online Connect’le de yeni pazarda anahtar oyunculara erişmek için doğru enstrümanlara erişiminizi kolaylaştırıyoruz. Globalde yazacağınız başarı hikayesinde öğrenilecek çok şey var. Geç olmadan Innogate Uluslararası Hızlandırma Programı’nda yerinizi alın!

 

Kaynak:

https://procorre.global/international-expansion-the-journey-of-the-top-tech-firms/